“Az Görenler”de Erken Tanı, Gelişim Süreçleri ve İhtiyaçlar
GELİŞİM SÜREÇLERİ VE İHTİYAÇLAR
0-6 yaş dönemi, çocuğun gelişiminin en hızlı ve en kritik olduğu yıllardır. Çocuklar gelişim özellikleri açısından, yetişkinlerden farklı, çabuk öğrenen, uyarıcılara açık, kendilerine özgü varlıklardır. 0-6 yaş dönemini kapsayan bu yıllara “erken çocukluk dönemi” adı verilmektedir.
Hızlı gelişim süreci olarak çok önemli bulduğumuz bu dönemde, yapılandırılmış zengin eğitim ortamları, onların ilerleyen yaşlarda gösterecekleri zihinsel, sosyal, bedensel ve eğitsel performanslarının göstergesidir.
İyi düzenlenmiş bir ortamda, iyi planlanmış kaliteli eğitim almaları çocukların gelişimi açısından son derece önemlidir.
Yapılan araştırmalar, çocukluk yıllarında kazanılan davranışların büyük bir kısmının yetişkinlikte, bireyin kişilik yapısını, tavır, alışkanlık, inanç ve değer yargılarını biçimlendirdiğini göstermektedir. Bu açıdan da erken çocukluk eğitimi çocuğun ilerideki yaşamını etkileyecek önemli bir süreçtir.
İnsanların dış dünyadan aldıkları bilgilerin %85’ini görme kanalıyla aldığı tahmin edilmektedir. Bu gerçekten yola çıkarak az gören çocukların erken tanılanması ve müdahale edilmesi kritik olan bu dönemin en az zararla atlatılması için son derece önemlidir.
Gelişimin çok hızlı olduğu bu dönemde karşılaşılan görme yetersizliği, çocuğun gelişim hızını yavaşlatacak ve öğrenme becerileri kazanmasını zorlaştıracaktır.
Pek çok kas becerisi, hareketi yapan kişinin izlenmesi ve taklit edilmesi yoluyla öğrenilmektedir. Gören çocuklar altı ay içerisinde görme duyularını kullanarak çevre ile ilgili bilgiler edinir. Görme duyusu, küçük çocuğa dünyayı bütünleştirmiş bir biçimde sunar. Çocuğa yakın çevresi dışındaki nesneler ve kişiler hakkında da bilgi sağlar.
Bilişsel gelişim, duyuların kullanılmasını gerektirir. Zihinde bulunan her şey ilk olarak duyular aracılığıyla algılanır. Duyular aracılığıyla edinilen bilgiler, insanlar ve nesneler hakkında kavramların oluşmasını sağlar. Normal gelişen bir çocukta doğal gelişim ve yeterlilikleri düşündüğümüzde, az gören çocuklarımızın da akranları gibi yaşlarına uygun gelişimlerini tamamlayıp, çevrelerine tepki veren, yönerge alan, bağımsız hareket edebilen, gruba katılan, öğrenme becerilerini gerçekleştirebilen çocuklar durumuna gelebilmeleri için özel eğitim yöntemlerine gerek vardır.
GÖRME YETERSİZLİĞİNİNİN TANILANMASI
Çocuğunuzun görme derecesi tıbben kör olarak tanılanmış olmasına rağmen;
- Işığa tepki gösterdiğini,
- Herhangi bir nesneyi başıyla takip ettiğini,
- Herhangi bir nesneye doğru yönelebildiğini gözlemliyorsanız;
Çocuğunuz kör değil “Az Gören” olabilir.
Yeni doğan bebeklerde gözün fiziksel yapısındaki farklılıklar, görsel uyaranlara tepkisizlik, ebeveynle göz kontağı kurmama, çevre ile iletişimini daha çok dokunma ve işitme yoluyla kurma gibi davranışlar, görme yetersizliğine işaret edebilir. Aynı zamanda ilerleyen yaşlarda gözlenen bazı davranışlar da görme yetersizliği belirtileri olabilir. Örneğin, gözlerini kısarak bakma, tv’yi çok yakın seyretme, gözlerini ovma veya kırpma, cisimleri yüzüne yaklaştırarak bakma, geceleyin veya hafif karanlıkta düşme, işaret ettiğiniz cisimleri görememe ve eşyalara çarpma gibi.
Bu davranışlardan bazılarını çocuğunuzda gözlemliyorsanız, vakit kaybetmeden göz doktoruna başvurulmalıdır. Ayrıca eğitsel değerlendirme yaptırılarak rehabilitasyon süreci başlatılmalıdır.
Fakat ülkemizde görme engelli olarak tanılanan bireylerin % 85’i az gören bireylerden oluşmaktadır. “Az Görenler“e yönelik tanılama ve eğitsel destek yetersizliğinden dolayı az görenler zamanla var olan görmelerini de kaybederek gerçek körlüğe itilmektedirler.
İŞLEVSEL GÖRME DEĞERLENDİRMESİ VE EĞİTİMİ
Doktor tarafından görme yetersizliği tanılanan “Az Gören” çocuğun, sınırlanmış olan fonksiyonel görme seviyesini belirlemek ve yapılacak eğitsel çalışmaları planlamak için bir takım testler uygulanır.
Danışmanlık merkezimizde “İşlevsel Görme” (fonksiyonel görme) değerlendirmesi ile ilgili dünya standartlarında 40’ın üzerinde test yapılmaktadır. Bireyin yaşı ve performansına göre yapılan testlerin uygulama süreci değişmektedir. Bu testler, bireyin performansı dikkate alınarak, gelişimine uygun farklı etkinliklerle sürdürülmektedir. Testler performans gelişimini ölçmek ve yapılacak çalışmaları planlamak amacıyla periyodik aralıklarla tekrarlanmaktadır.
İŞLEVSEL GÖRME DEĞERLENDİRMESİNDE UYGULANAN BAZI TESTLER
- IŞIK ALGISI TESTİ
- BEDENSEL-KİNESTETİK TEST
- ÖZEL HAZIRLANMIŞ VE UYARLANMIŞ RENK VE ŞEKİL TESTLERİ
- ODAKLANMA VE İZLEME TESTLERİ
- DERİNLİK ALGILAMA TESTLERİ
- YAKIN VE UZAK GÖRME TESTLERİ
- GÖRME ALANI TESTLERİ
İŞLEVSEL GÖRME DEĞERLENDİRMESİNDE YAPILAN İŞLEMLER
- Hareket sınırlılığı belirlenir.
- Zihinsel becerileri ve performansı ölçülür.
- Konuşma ve işitme becerileri ölçülür.
- Öz bakım ve günlük yaşam becerileri ölçülür.
İŞLEVSEL GÖRME DEĞERLENDİRMESİ SONUCUNDA EĞİTİM PROGRAMI VE HEDEFLERİ BELİRLEME
AMACIMIZ ÇOCUĞUMUZUN AZICIK IŞIK ALGISI BİLE OLSA, GÖRME DUYUSUNU KULLANARAK, YAŞAMINI BAĞIMSIZ BİR BİREY OLARAK SÜRDÜREBİLECEĞİNE İNANMAK VE DESTEKLEMEKTİR.
- Çocuğun bireysel özellikleri göz önünde bulundurularak akademik, sosyal ve bedensel alanlarda hedefler belirlenir ve çalışma planı yapılır.
- Planlanan eğitim süreci, çocuğun tüm gelişim alanlarına hizmet eden bir eğitim programıdır. Program, multidisipliner yaklaşımlarla, uzman kişiler tarafından sürdürülen sistemli bir uygulamadır.
- Özellikle 0-2 yaş aralığında aile, eğitime bire bir dâhil edilir. Çocuk için planlanan eğitim programı eş zamanlı olarak aile ile birlikte yürütülür.
- Çocuktaki gelişmeler ölçü araçları ile takip edilerek, Periyodik aralıklarla değerlendirmeler yapılır. Gelişmeler kayıt altına alınır. Aynı aralıklarla aile ile paylaşılır. Olumlu gelişmeler aileye mutlaka aktarılıp onların motivasyonu sağlanır.
- Erken yaştan itibaren çocuğun göz kaslarını çalıştırmaya yönelik yapılan çalışmalar, çocuğun ilgisini çekecek etkinliklerle eğlenceli hale getirilir. Farklı yöntemler kullanılarak süreç zevkli ve istekli hale getirilir.
- Bedensel olarak hızlı bir büyüme gösteren çocuk, bedeni ve algılarıyla koordinasyon içerisinde hareket edebilmelidir. Görme sınırlılığı olan çocuklarımızda estetik hareket ve koordinasyonun sağlanması için kinestetik spor egzersizlerine yer verilir.
- Çocukların işlevsel görme fonksiyonlarını ön plana çıkararak, günlük yaşam aktivitelerinin hepsini görme duyusunu kullanarak yapması sağlanır.
- Ailenin aşırı koruyucu davranışlardan uzaklaşmasını sağlamak, onları işlevsel görme becerileri konusunda uyarmak, güven kazandırarak motivasyonlarını arttırmak da rehabilitasyon sürecinin önemli bir parçasıdır.
KİNESTETİK SPOR EĞİTİMİ
Eğitimbilimciler, çocukların dikkatlerini en uzun süreli koruyabildiği öğrenme yolunun ”Yaşayarak Öğrenme” olarak da adlandırdığımız, kinestetik öğrenme yolu olduğunda birleşmektedir. Bu yöntem, öğrenilen bilgilerin kalıcı olmasında görerek ve işitsel öğrenme yöntemlerine göre çok daha etkili olmaktadır. Spor hareketleri çocuğa kinestetik öğrenme fırsatları sunan önemli bir yöntemdir. Üç yaşından itibaren oyunla başlayan hareketli etkinlikler, çağdaş insan için yaşam boyu sürmektedir.
Doğal yaşam içerisinde aktiviteyi hızlandıran ve sosyal farkındalığı arttıran, vücut koordinasyonunu sağlayan, hareketlerin daha seri ve korkusuzca atılmasına olanak sağlayan bu öğrenme yöntemi az gören çocuğun kendine güvenini ve bağımsız hareketini kolaylaştıran önemli bir etkinliktir.
Bu bilgilerden ve uygulamalardan yola çıkılarak kullandığımız bu öğrenme yöntemi az gören çocuklarımız üzerinde çok olumlu gelişmelere olanak sağlamıştır.
BEDENSEL VE KİNESTETİK ÇALIŞMALARIMIZ
- KAS GELİŞİMİ
- ETKİ TEPKİ-FİZİKSEL GÜÇ
- DENGE VE VÜCUT KOORDİNASYONU
- REAKSİYON-REFLEKS
- KONDİSYON
AZ GÖRENLERDE BAĞIMSIZ YAŞAM BECERİLERİ
AZ GÖRENLERDE BAĞIMSIZ YAŞAM
Görme yetersizliği olan birey için günlük yaşam ve toplumsal yaşam becerilerini bağımsız olarak kullanabilmek en az akademik beceriler kadar önemlidir. Yemek pişirme, kişisel bakım, alış veriş yapma, giysi temizliği ve bakımı, ev yönetimi, bütçe hazırlama gibi günlük yaşam becerileri ve sosyal beceriler çocuğun yetişkinlilikte de bağımsız olabilmesi için önemlidir.
Çocuğun, “Az Gören Eğitimi” ile edineceği bağımsız hareket becerileri, onun hayata tam entegrasyonunu sağlar ve güven duygusunu pekiştirir.